• 0 Items - 0.00
    • Sepette ürün yok.
tancaya-gece-feribotu-blog

Tanca’ya Gece Feribotu, yayınevimizin yazarlarından Kevin Barry’nin yeni romanı. Öykücü olarak bilinen Barry, Charlie ve Maurice ile öyküsüne yeni karakterler ararken tanışmış. Hikâyeye sığmayan bu koca adamlar, kendi romanlarını yazdırmayı başarmış. Diyaloglar temeline oturtulan kurgu, okuyucuyu üçüncü göz konumuna getiriyor. Mekânların dilini iyi bilen Barry, Algeciras Limanı’nın bekleme salonundaki koltuklara bizi de konumlandırıyor. Tanca’ya Gece Feribotu’nun farklı bölümlerinde, farklı zaman dilimlerinde gezintiye çağrılıyoruz. Kevin Barry rehberliğinde çıkacağımız bu yolculuk için valiz hazırlamaya gerek yok, ihtiyacımız olan şey sessizlik ya da kitap okurken müzik de dinleyenler için Tanca’ya Gece Feribotu’nda adı geçen Thom Yorke’tan bir seçki.

Gidiş mi Geliş mi?

Gangsterler dünyasına girdiğimizde görüyoruz ki bu adamlar gerçekten sert bir gerçeklikten geliyorlar. Suçlu oldukları kadar insan, sert oldukları kadar renkliler. Kızının yolunu gözleyen bir baba ve eski dostunun diyalogları okuyucuyu geçmişe görüp, kitabın şimdiki zamanına geri getiriyor.  Tanca’ya Gece Feribotu büyük bir sorun üzerinde temelleniyor: Beklenen kız Dilly Tanca’ya gidecek mi Tanca’dan gelecek mi? Cevabı kim bilebilir, sık sık başvurdukları “Información” dışında herkes. Bir de ebeveynlerine dönüşme korkusu yüzünden ebeveynlerine dönüşen Dilly’nin annesi Cynthia var. Bütün gizemiyle merak konusu olan Kerime de karakterlerimiz arasında.

Coppola’nın En İyi Filmi

Rumble Fish dilimizdeki adıyla Siyam Balığı Maurice’e göre Francis Ford Coppola’nın en iyi filmi. Siyam Balığı’nın diyaloglarını ezbere bilen kahramanlarımız ergenlik dönemlerini ve sonrasını şekillendiren bu filme adeta kutsallık atfediyorlar. Eleştirmenler Tanca’ya Gece Feribotu kitabını Sexy Beast filmiyle ilişkilendiriyor, Kevin Barry de bu fikre katılıyor. İyi film arayan okuyucularımız bu iki filmi izlerken sık sık kahramanlarımızı hatırlayacak.

Kesin İp Var

“Penceredeki mavi gökyüzü parçasında yılın ilk kırlangıçlarını görebiliyordu. Hızlı ve görünmez iplerini gererek uçuyorlardı ve Maurice dünyayı bir arada tutanın bu ipler olduğunu biliyordu.”  Tanca’ya Gece Feribotu’nun bu ipin var olup olmadığı sorusuna bir cevabı var.

Kevin Barry yazdıklarında müzikaliteye önem veren bir yazar. Ona göre cümleler kulaklarda da ahenkle tınlamalı. Barry’nin bu tekniği sesli kitap dünyasının geliştiği günümüzde önemli bir detay olarak dikkat çekiyor.

Sonsuz Bekleyiş

Gelmeyen birini beklemek akıllara ilk olarak Samuel Beckett’in Godot’sunu getiriyor. Yalnız bir ağacın dekorunda bekleşen Vladimir ile Estragon’dan kahramanlarımız Charlie ve Maurice’e yumuşak bir geçiş yapmak, bekleyişin gerginliğini diyaloglarla atmak için Tanca’ya Gece Feribotu okuyucularını bekliyor. Maurice’in hayatta gerçek anlamda akıl karıştıran yedi konusunu, rastafaryanizmin pençesindeki Bob Marley’i, en yağlısından John Travolta’yı, bıyıksız Salvador Dali’yi, sekiz numaralı otobüsteki Mickey Rourke’u görmek için kitaba ulaşmanız yeterli. Şimdiden iyi okumalar, yeni kitaplarda buluşmak dileğiyle.